Gizli Aşkın İstanbul’daki İzleri

İstanbul’un tarihi sokaklarında, kendine has bir dükkan işleten Ahmet, her sabah erken saatlerde dükkanını açardı. Ahmet, dürüstlüğü ve işine olan bağlılığıyla tanınan bir esnaftı. Ancak, son zamanlarda kalbinde hiç beklemediği bir heyecan taşıyordu. Bu heyecanın adı Pelin’di.
Pelin, İstanbul’un gökdelenlerinden birinde, büyük bir şirketin sekreteriydi. İşe giderken sıkça Ahmet’in dükkanının önünden geçer ve bazen ufak tefek alışverişler yapardı. Ahmet’in dikkatini çeken ilk şey, Pelin’in güler yüzü ve zarif tavırları olmuştu. Pelin de Ahmet’in dürüstlüğünü ve içtenliğini fark etmişti.

Bir sabah, Pelin yine Ahmet’in dükkanına uğradı. Ahmet, her zamanki gibi güler yüzüyle karşıladı onu. Bu sefer farklıydı; Pelin’in gözlerinde bir ışık vardı. “Ahmet Bey, işten sonra bir kahve içmek ister misiniz?” diye sordu utangaçça. Ahmet’in kalbi hızla atmaya başladı. “Elbette, Pelin Hanım. Çok sevinirim,” diye yanıtladı.

O akşam, Pelin işten çıkıp Ahmet’in dükkanının önüne geldi. Birlikte yürüyüp, tarihi bir kafede oturdular. İstanbul’un boğaz manzarası eşliğinde kahvelerini yudumladılar. Konuştukça birbirlerini daha iyi tanıdılar. Ahmet’in hayatındaki zorluklar, Pelin’in iş hayatındaki mücadeleler, ikisini de derinden etkiledi.

Aşkları Alevleniyor

Günler geçtikçe, Ahmet ve Pelin’in arasındaki bağ kuvvetlendi. Her buluşmalarında, İstanbul’un farklı köşelerini keşfettiler. Ahmet, Pelin’e Kapalıçarşı’nın gizemli sokaklarını, Sultanahmet’in tarihi dokusunu gösterdi. Pelin ise Ahmet’i modern İstanbul’un gökdelenlerinde dolaştırdı, ona şehir hayatının başka bir yüzünü tanıttı.

Bir akşam, Galata Kulesi’nin tepesinde İstanbul’u seyrederken, Ahmet Pelin’e dönüp, “Pelin, seni tanıdıkça hayatımın ne kadar renklendiğini fark ettim,” dedi. Pelin, Ahmet’in elini tuttu. “Ben de, Ahmet. Seninle olmak, bana huzur ve mutluluk veriyor,” diye yanıtladı.
İstanbul’un gece ışıkları altında, Ahmet ve Pelin, birbirlerine olan duygularını itiraf ettiler. Bu gizli aşk, İstanbul’un tarihi ve modern dokusuyla harmanlanmıştı. Her karşılaşmalarında, tutku dolu anlar yaşadılar. Ahmet’in dükkanında buluştuklarında, Pelin’in iş yerindeki küçük kaçamaklarında, İstanbul’un onlara sunduğu her köşede, aşklarını yaşadılar.

İstanbul, Ahmet ve Pelin’in gizli aşkına tanıklık eden şehir oldu. Bu aşk, şehrin sokaklarında yankılandı, boğazın serin sularında süzüldü ve tarihi kulelerin tepesinde ölümsüzleşti. Ahmet ve Pelin, İstanbul’un kalbinde, birbirlerinin kalbinde huzur buldu.

Tutkunun Talihsiz Sonu

Günler günleri kovaladı ve aşklarının yanında birbirlerine büyük bir tutku ve istek duymaya başladılar. Buluştuklarında sürekli yalnız kalmak istiyorlar ve birbirlerine büyük bir merak duyuyorlardı. Pelinin giyim tarzından çok etkilenen ahmet gözlerini sevgilisinden alamıyordu. Mini etekler, renkli braletler ve harika jartiyer çoraplar ahmetin ilgisini cezbediyordu.

Bir gün Ahmet Pelinin iş yerine küçük bir süpriz yapmak istedi. Pelinin en sevdiği çikolatalardan bir kutu paket yaptırıp ofisine gitti. Kapıda Ahmeti gören Pelin çok mutlu oldu ve ikili kucaklaştılar. Pelinin iş yerinde ki odasına geçtiklerinde pelin kapıyı içerden kilitleyip Ahmet’e haylaz bir bakış attı. Daha sonra topuklu ayakkabılarının takırtısı eşliğinde sexy adımlarla Ahmet’e doğru yürüdü. Ahmet elindeki çikolata pektini masaya bırakıp oturduğu sandalyeye iyice yayıldı. Pelin Ahmet’in kulağına eğilerek “biraz yaramazlık yapalım mı?” diye fısıldadı.

İyice heyecanlanan Ahmet ağzını açamadan sadece bir kafa hareketiyle onaylamıştı. Tek bir hamleyle pantolonunun üstünden kalkmış aletini avuçlamıştı Pelin. Ortam iyice ısınıyor Ahmet’in kalp atışları hızlanıyordu. Pelin’i iyi tanıdığını düşünüyordu fakat bu karşısındaki pelinin çok farklı bir haliydi. Hızlıca öpüşmeye ve yarım yamalak soyunmaya başladılar. Ofiste olduklarının farkındalardı ve tamamen çıplak kalmak istemediler. Pelinin ceketini çıkartıp hızlıca sütyenini çözdükten sonra büyük göğüsleri ortaya çıkmıştı. Pelinde boş durmuyor ve Ahmetin pantolonunu çoktan çıkarmıştı. Eline aldığı Ahmetin büyük aletini hemen emmeye başlamıştı.

Ahmet hızla soluk alıp veriyor zevkten çıldırıyordu. Hiç beklemediği bir anda ve beklemediği bir ortamda gelişen bu sex sahnesi onu deli etmişti. Daha iki dakika geçmeden Ahmet titreyerek Pelinin ağzına boşaldı ve istemsiz mahcup bir bakış attı. Pelin ağzını dolduran spermleri tek hamlede yutup çömeldiği yerden kalktı ve “sanırım bu günlük bukadar” dedi. Ahmet iyiden iyiye kızarmış ve çok utanmıştı. Kem küm etmesine fırsat vermeden pelin “artık gitsen iyi olur” dedi.

Bu olaydan sonra ne Ahmetin Pelini aramaya cesareti oldu ne de Pelinin artık Ahmetle bir işi kalmamıştı. Büyük bir tutkuyla başlayan aşkları talihsiz bir sex ile sonlanmıştı…!

Yorum yapın